Avrupa Kentsel Şartı ve Kent Hakları – Fevzi Özlüer

İkinci Dünya savaşından sonra yıkılan Avrupa şehirlerini, temel haklara saygı, hukukun üstünlüğü, özgürlüklerin tesisi ekseninde yeniden kurabilmek için Avrupa Konseyi 1949 yılında kuruldu. Türkiye’nin de üyesi olduğu Konsey, savaş sonrasında, adalet ve eşitlik prensiplerine dayalı olarak, sosyal, ekonomik, kültürel gelişmenin, uyumun ve işbirliğinin tüm Avrupa genelinde kurumsallaşması için çalıştı.

Avrupa Konseyi, 1957 yılında “Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi” olarak bilinen yapıyı oluşturdu. Türkiye’nin de temsil edildiği ve Kongre tarafından alınan kararların rehber kabul edildiği yapı bünyesinde, bir yandan yurttaşların diğer yandan yerel yönetimlerin çok ortaklı bir şehir yönetiminin nasıl olabileceğine ilişkin pek çok belge yayınlandı. Demokratik gelişmenin, ekolojik, kültürel, sosyal değerlerin gelişmesine; cinsiyet, kültür, ırk dil, din ayrımcılığının ortadan kaldırıldığı yönetim anlayışına bağlı olduğunu kabul eden Konsey; kültürel ve biyolojik çeşitliliğin korunması için ilkesel kararlar aldı.

Ortak miras kabul edilen yeni bir kentlilik bilinci için, demokratik karar alma süreçlerinde yurttaşların aktif katılım süreçlerinin kurumsallaşması yolunda 2008 yılında Konsey, “Yeni Bir Kentlilik için Avrupa Kentsel Şartı”nı 15. Genel Kurul toplantısında bir “MANİFESTO” olarak kabul etti. İlki 1992 yılında yayınlanan Avrupa Kentsel Şartı, kentsel yenileme, büyüme, teknolojik dönüşüm, göç, işsizlik, istihdam gibi sorunlar ve ekolojik değerlere saygı, cinsiyet eşitliği, adil ve özgürlükçü, eşitlikçi sosyal ekonomik yaşam ve kent hakları temelinde yenilenerek 27-29 Haziran 2008’de Strasbourg’da yerel yönetimler için rehber ve bağlayıcı bir karar metni olarak kabul edildi ve yayımlandı. [1]

Hızla gelişen, değişen büyüyen ve yeni sorun ve olanaklar barındıran kent yaşamının sürdürülebilir, engelsiz, demokratik, katılımcı, ekolojik, sosyal adaletçi, eşitlikçi, özgürlükçü, temel hak ve özgürlüklere saygılı bir temelde gelişmesi için “Kent Hakları Rehberi” Türkiye’nin tarafı olduğu, Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi kararlarına ve Özellikle de Yeni Bir Kentlilik İçin Avrupa Kentsel Şartı Bildirgesi’ne bağlı kalınarak hazırlandı.[2]

Kent Hakları

Kent Nedir?

Farklı sosyal, ekonomik, kültürel, siyasal yaşam biçimlerinden gelen insanların, tarihi, mimari, kültürel ve doğal çevre ile birlikte her gün yeniden harmanlandığı; yaşadığı, ürettiği, çalıştığı,  tükettiği çok nesilli, çok kültürlü idari, coğrafi, siyasi yaşam alanıdır.

Kent, medeniyet kavşaklarıdır. Bilginin, kültürün kendini ifade edebildiği, insanların iletişim, buluşma yerleridir. Kent, fikirlerin, hayallerin, üretimin değiş tokuş edildiği,  İnsanların farklılıkları içinde özgürce ve saygı çerçevesinde ilişki kurduğu ve kendilerini ifade edebildiği ortak yaşama alanlarıdır.

Kentin Sorunlarını Biliyorum:

Kent Sorunları Nelerdir ?

Farklı ekonomik, sosyal, kültürel, siyasal gelenek ve yaşam tarzlarına sahip insanların bir arada yaşadığı kentler, aynı zamanda insanlığın geçmişine ve geleceğine dair tüm sorunlarını yaşadığı tarihi ve toplumsal mekanlardır. Küreselleşme,  ekonomik büyüme ve ekolojinin  bozulmasına denk gelen günümüzde, bu mekanlar,  çok kapsamlı, çok katmanlı sorunlar yaşamaktadır. Bu sorunları fark etmek, bu sorunların sadece yerel veya merkezi yönetimin sorunları olmadığını idrak etmek, bu sorunların çözülmesi için önemli bir adımdır. Bu nedenle kentsel sorunlarımızı tanımak, bilmek, bu sorunlara çözüm üretmek kentte yaşayanların hem hakkı hem de ödevidir. Bu sorunlara karşı yerel yönetimlerin ve kentte yaşayanların hedefler koyması ve bu hedeflere kentsel ilkeler doğrultusunda birlikte yönelmesiyle kentsel sorunların çözümü için bir yol bulunabilir.

Ekonomik Sorunlar: Günümüzde Kentler, sanayi, hizmet, ticaret mallarının üretim  ve tüketim merkezi haline gelmiştir. Bu nedenle kent, daha fazla sermayenin-finansın, daha fazla emeğin ve doğanın yoğun ve yaygın biçimde kullanıldığı yerler olmuştur.  Bu yaygınlaşma ve üretim içindeki iş bölümü, kentin ekonomik faaliyete dayalı olarak parçalanmasına yol açmaktadır. Ekonominin büyüme odaklı olması, kent toprağının arsaya dönüşmesi, kentsel rantın ve olanakların adaletsiz dağıtılması, artan nüfusun nitelikli iş sorunları yaşaması hızla büyüyen, birbirine benzeyen, enerjinin verimsiz kullanıldığı,  insanın ve doğanın önceliklerini görmezden gelen bir kent halinin ortaya çıkmasına yol açmaktadır.

Sosyal Sorunlar: Kentlerin sanayi, hizmet ve ticaret temelli büyümesi, yoğunlaşması, merkezileşmesi ve yayılmasıyla birlikte bu sektörlerde çalışan kişilerin daha zor çevresel koşullara sahip olmasına neden olmaktadır. Sanayi alanlarına yakın yerleşim yerlerinde yaşayanların iyi yaşama olanakları sınırlanmaktadır. Kent merkezine, iş alanlarına gitmek isteyenler daha uzun mesafeler kat etmek zorunda kalmaktadır. Konut stoğunun artmasına karşın, kent nüfusunun da büyümesine paralel kentlerde kiracı sayısı artmakta, nitelikli konuta ulaşmanın toplumsak maliyetleri artmaktadır. Ev ile iş arasında geçen zamanın artması, kentte iş koşularının ağırlaşması insanların sosyal ve kültürel hayattan uzaklaşmasına, daha fazla zamanını ev içinde geçirmesine yol açmaktadır.  Kentsel mekanın iş alanlarına göre parçalanması kadınların, engellilerin kentin sosyal ve kültürel olanaklarından daha az yararlanmasına neden olmaktadır. Bunun sonucunda, ruhsal, fiziksel, ailevi bütünlüğünü sağlamaktan daha fazla uzaklaşmış, kendini geliştirme olanakları zayıflamış bir kent nüfusu doğmaktadır.

Ekolojik Sorunlar: Ekonomik ve sosyal yaşamın yarattığı fiziki, sosyal , ruhsal parçalanmayla  birlikte ve buna paralel daha fazla doğal alan toplumsal üretim ve tüketimin parçası haline gelmektedir.  Ev ve iş arasındaki mesafelerin artması,  daha fazla yol, otomobil ve hazır gıdalara dayalı beslenme alışkanlıklarının yaygınlaşması, dinlenme mekanı olarak alışveriş mekanlarının ön plana çıkması daha fazla tüketim sonucunu doğurmaktadır. Bu şekilde kentli insanların, doğa üzerindeki baskısı artmakta, biyolojik çeşitlilik yok olmakta;  iklim değişikliği, tarım alanlarının daralması, verimsiz enerji kullanımı sorunları, suyun, havanın, toprağın daha fazla kirlenmesine yol açmaktadır. Kent yaşamının yaygınlaşarak büyümesi, planlı ve sürdürülebilir bir toplumsal kentsel sistemin kurulmasını daha da zorlaştırmaktadır.

Kültürel Sorunlar: Farklı kimlik, sosyal statü, değerlerden gelen insanların sosyal adaletsizlik ve eşitsizliğe sahip böylesine bir kent yaşamı içinde, kültürel farklılıklarını birlikte, çoğulcu biçimde koruması, geliştirmesi ve geleneksel aidiyet biçimlerinin gelecek kuşaklara taşınması olanaksızlaşmaktadır. Bu farklı toplum kesimlerinin bir arada yaşaması için gerekli ortak mekanların daralması, tarihi ve mimari mirasın gerektiği gibi korunamaması, tarihi kent merkezlerinin kentsel rantının yükselmesiyle bu alanlarda yaşayanların bu alanları terk etmek zorunda kalması geleceğe dair bir arada yaşamanın zorunlu ön koşulu olan kültürel çeşitliğin daralmasına yol açmaktadır.

Yönetsel Sorunlar: Kentlerin  mahalli müşterek ihtiyaçları olan yol, su, enerji, barınma, çevre koruma,  ulaşım gibi sorunlarla  kentlerde yerel yönetimlerin; tüm ülkeyi ilgilendiren eğitim, sağlık, kalkınma,  genel güvenlik gibi sorunlarda merkezi yönetimin önemli görevleri  ve yetkileri vardır. Kentlerin yerel yönetiminden kaynaklanan sorunları sadece mali kaynak, plan, proje sorunları değildir. Yukarda sayıldığı gibi kentin sorunları ekonomik, sosyal, ekolojik ve kültürel temellidir. Bu nedenle kentin yönetsel sorunları da sadece yol, su, elektrik sorunları değildir. Ancak, kentlilerin yerel sorunlardan başlayarak, karşılıklı dayanışmayı, paylaşmayı en küçük yerel yönetim birimi olan mahalle düzeyinden başlatarak, yerel yönetimlere ve merkezi yönetim sorunlarına sahip çıkarak sosyal ve ekonomik sorunların çözümleri ilerleyebilir. Bu nedenle de kentlilerin, yaşam alanı sorunlarına odaklanması hem yaşanır bir kent hem yaşanabilir bir ülke için gereklidir.  Karmaşıklaşan ve büyüyen kentlerde kentlilerin kentsel plan, proje ve çalışmalara gönüllülük temelinde sahip çıkması, bu projeleri değerlendirmesi, projelere katkı koyması, bu çalışmalar hakkında bilgi, belge sahibi olması, bu projelerin kamuoyunun görüş ve önerilerine göre şekillenmesi yerel demokrasinin güçlenmesine ve daha nitelikli bir kent yönetimin ortaya çıkmasına yol açacaktır. Kentlerin yönetimi, kentlilerin kendi kendini yönetmesi de demektir.

Haklarımı Biliyorum:

Kentin Temel Hakları

Kent Hakkı: Kentsel politikanın merkezinde, kentte yaşayanlar vardır. Kentte İnsanlar, diğer canlılarla birlikte, tarihi, kültürel değerleriyle, doğal ve kültürel çevreye saygı içinde, mimari gelenekleri ve kültürel çeşitliliklerini koruyarak yaşarlar.

Kentte yaşayanlar, ortak alanlarda birlikte, uyumlu, sürdürülebilir, ekolojik, dayanışmayı esas alan, karşılıklı yardımlaşma temelinde;  özel alanlarında ise huzur, güven, mutluluk, sağlık, maddi ve manevi bütünlük içinde, nitelikli bir konut, engelsiz bir ulaşım, temiz bir doğa içinde iyi yaşamaya dair sosyal adalet, kültürel çeşitlilik, ekonomik eşitlik, siyasal katılım ve özgürlük temelinde tüm hakları, kent hakkı sayılır.

İyi Yaşama Hakkı:  Gezegenin ve yaşadığı kentin birer parçası olan tüm canlıların, nitelikli, temiz, güvenli suya, havaya, toprağa, gıdaya, enerjiye engelsiz ulaşmaları bir haktır. Bu hakkın kullanılabilmesi için, tüm canlıların, kültürel ve biyolojik çeşitliliği koruma, geliştirme, iyileştirme hakları vardır.

Kültürel çeşitliliği koruma, iyileştirme ve geliştirme hakkı, mimari, tarihi, sosyal, kültürel mirasın ortaklaştırılması, korunması, sürdürülebilir kullanılması, toplulukların farklılıklarını yaşatması için gerekli temel hakları kapsar.

Biyolojik çeşitliliği koruma, geliştirme ve iyileştirme hakkı, suyun, havanın, toprağın, iklimin ve tüm canlıların bir arada yaşamalarını fiziksel ve sosyal olarak sürdürmesi için gereken tüm hakları kapsar.

İyi yaşamak,  geçmiş değerlerin gelecek kuşaklara taşınmasında, bugün ki kuşakların olmazsa olmaz hakkıdır.

Bu hakkın kullanılabilmesi için, kentliler,  yerel yönetimlerde söz, karar, yetki sahibi olacak biçimde karşılıklı dayanışma ve yardımlaşma temelinde kent yönetimleri tarafından desteklenir.

Geçim Araçlarına Ulaşabilme Hakkı: Kentlilerin yaşamlarını sürdürebilmesi için nitelikli, sağlıklı, güvenli bir işe, bu işle ilgili tüm bilgilere,  kenti kent yapan üretim faaliyeti için gerekli üretim araçlarına ulaşması ve karar alma süreçlerine, karar alma süreçlerine dair bilgiye engelsiz ortak olması bir haktır. Bu hakkın kullanılması, etik bir kamu yönetiminin sağlanması açısından, kentlilerin aynı zaman da bir ödevdir.

Kentlilerin, kültürel ve doğal mirası koruması, sürdürülebilir kullanabilmesi için iyi eğitim koşullarını, yenilikçiliği, bilgi temelli toplumsal ve kişisel gelişimi, ruh sağlığının korunmasını destekler.  Tarihi ve mimari dokuyla uyumlu, sürdürülebilir, enerji tasarrufu sağlayan konuta engelsiz ulaşması için yerel yönetimler gerekli önlemleri alır.

Kamu kaynaklarına, bu kaynakların kullanılma ve paylaşma biçimine kentlilerin katılmasını sağlamak; sosyal, mekânsal adaletsizlik, ekonomik, kültürel, sosyal eşitsizliklere karşı tedbir almak amacıyla, yerel yönetimler bilginin toplumsallaşmasını sağlar. Kamusal bilgiye ve faaliyetlere erişebilirliği, merkezi yönetimle uyumlu ve yerel yönetimlerin özerkliği kuralına uygun olarak yönetim sağlar.

Ödevlerimi Biliyorum:

Kenti kent yapan değerlerin korunması açısından kente karşı ödevler, kentin ve kent yöneticilerinin ortak ödevidir. Bu ödevler, hakların korunması, geliştirilmesi ve iyileştirilmesi için gerekli koşulların sağlanmasına yönelik temel ödevlerdir.

–       Kamuya Ait Değerlere Erişimi Kolaylaştırma

Geçim araçlarına ulaşma, iyi yaşama ve kent hakları temelinde kamusal tüm olanaklara öncelikli olarak kadınların, engellilerin, yaşlıların ve dezavantajlı tüm cinsiyetlerin, toplulukların, kültürlerin ve çalışanların ulaşmasını sağlama.

–       Doğal Yaşamı Koruma, Geliştirme ve İyileştirme

Kentlerin, daha az kaynak tüketimini teşvik eden, etkin ve planlı bir enerji sistemine dayalı olarak ekoloji üzerindeki toplum baskısını en aza indiren, biyolojik çeşitliliği koruyan;  konut, ulaşım, çalışma biçimlerinin tercih edilmesini, seçilmesini ve desteklenmesi için çalışma.

–       Tarihi, Kültürel ve Mimari Ortak Mirası Koruma, Geliştirme ve İyileştirme

Ev ve iş arasında mesafeyi kısaltan, sosyal eşitliği tesis eden, ortak kültürel, sosyal, tarihi, mimari mekanlarının gelişmesine olanak tanıyan ve kültürel çeşitliliği koruyan,  buna yönelik uygulamaları yaygınlaştıran, bilgi, saygı, güven, barış, adalet temelli bir kentsel yaşamı tesis etme.

–       Karşılıklı Yardımlaşma ve Toplumsal Dayanışma

Kentlerin sınırsız büyümesi ve yayılmasına karşın, uyumlu, sürdürülebilir, eşitlikçi, karşılıklı yardımlaşma ve dayanışmayı esas alan bir ortak alan olarak gelişmesini sağlama.

–       Yaşam Tarzlarına Saygı

Kentte yaşayan farklı insanların kültürlerini, dillerini, dinlerini, tarihlerini, mimari eserlerini korumak ve bunların korunmasını, geliştirilmesini ve iyileştirilmesini desteklemek;  farklı cinsiyet, yaş, ve fiziksel özelliklerdeki mekânsal ve sosyal eşitsizliğe maruz kişilerin iyi yaşama haklarına saygı duymak,  Kentin bileşeni tüm canlıların, yabani veya evci hayvanların korunmasını teşvik etmek,  yaşamlarını sürdürme olanakları için çaba sarf etmek

–       Yönetime Katılma ve Birlikte Gönüllü Yönetme

Kentin tüm yönetim kademelerine, karar alma süreçlerine bilgi temelli paylaşımı esas alarak katılmak, Yerel ihtiyaçların karşılanması için yerel meclislerin, referandumların, seçimlerin, bilgi ve belge paylaşım sistemlerinin etkin olarak kullanılmasını sağlamak.

Hedeflerimi Biliyorum:

–       Büyüyen ve Yayılan Kent Değil, Uyumlu ve Yaşanabilir Kent

–       Sosyal ve Mekânsal Eşitsizliğe ve Parçalanmaya Göre Dağılmış Kent Değil, Sürdürülebilir Kent

–       Farklı Yaş, Cinsiyet, Kültür gruplarında yer alan kişiler için Kentsel Hizmetlere Erişebilirliğini sağlama

–       Engellilerin ekonomik, sosyal, kültürel olarak gelişmesini teşvik etmek

–       Kentsel suçların azaltılmasına yönelik toplumsal güven, barış ve huzur ortamını sağlama

–       Bilgiye ulaşımı kolaylaştırmak, eğitim, sağlık ve sosyal güvenceyi dayanışma kanallarıyla geliştirmek

–       Tek tipleşmiş bir konut dokusu yerine, mimari çeşitliliği ve doğal dokuya uyumu sağlamak

–       Otomobil öncelikli ulaşım sistemleri yerine, toplu taşıma sistemlerini güçlendirmek

–       Araştırmaya, eğitime, yaygın ve sürekli işbirliğine açık yerel, bölgesel, küresel gelişimi sağlamak

–       Kentin kişiliğini korumasını, kişilerin maddi ve manevi bütünlüğünü geliştirmesini önceleyen demokratik ve planlı bir kentsel yaşam kurmak

–       Farklı kültür gruplarının, farklılıklarını koruyarak bir arada yaşamasını sağlayacak ortak kamusal mekanlara öncelik vermek

–       Kolektif özgürlükleri, ekonomik zenginliği adil ve hakça kullanacak sosyal dayanışma ve karşılıklı yardımlaşma ağları tesis etmek

–       Kentsel toplumun yerel demokrasi olanaklarını geliştirecek yerel yönetim araçları geliştirmek

–       Yerel ve mimari dokuyu koruyarak kentlerin farklılık içinde gelişmesini teşvik etmek

–       Doğa varlıklarının gelecek nesillere taşınması, sürdürülebilir kullanılması ve biyolojik çeşitliliğin korunması için karar alma süreçlerinin ortaklaştırılmasını sağlamak

–       Sosyal dışlanma, yabancılaşma, şiddet ve baskı sonucu kendini ifade etme olanağını yitiren kişilerin toplumsal uyum ve kendini geliştirme olanaklarını sağlamak

–         Güvenli gıdaya, temiz havaya, nitelikli bir suya ve yaşanabilir kent dokusuna ulaşmak için temiz enerji kaynaklarına yönelmek

–       Karşılıklı iletişim, konuşma ve sorunları birlikte çözme becerisinin gelişmesi için yerel yöneticilerin sorumluluklarını onlara hatırlatmak

–       Kentin geleceğini yakından ilgilendiren başta kamusal projelerle ve büyük sanayi yatırımlarıyla ilgili projeler olmak üzere, kentin geleceğini ilgilendiren stratejik kararlar öncesinde kentlilere danışılmasını sağlamak

–       Mahalle ölçeğinden başlayarak, yerel, bölgesel, küresel demokrasinin kurulması için yerel sorunlar ve ülke sorunları hakkında müzakere edilecek kentsel forum alanlarının oluşmasını teşvik etmek

[1]Avrupa Kentsel Şartı: Yeni Bir Kentlilik İçin Bildirge metninin  orjinal halini:

https://wcd.coe.int/ViewDoc.jsp?Ref=20080610 TEXTS&Language=lanEnglish&Ver=original&Site=COE&BackColorInternet=C3C3C3&BackColorIntranet=CACC9A&BackColorLogged=EFEA9C adresinden indirebilirsiniz. 

[2] “Kent Hakları Rehberi” Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi karar ve ilkelerine bağlı kalınarak Av.Fevzi Özlüer tarafından kaleme alındı.